BİZİM FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GELİŞİM İLKELERİ VE GELİŞİM DÖNEMLERİ

Aşağa gitmek

GELİŞİM İLKELERİ VE GELİŞİM DÖNEMLERİ Empty GELİŞİM İLKELERİ VE GELİŞİM DÖNEMLERİ

Mesaj  Admin Perş. Ekim 23, 2008 11:14 am

GELİŞİM İLKELERİ VE GELİŞİM DÖNEMLERİ

Çocuğun gelişimini incelemek birçok yönden yararlıdır.Önce gelişim basamaklarında ortaya çıkan yeni yetenekler ve davranış özellikleri saptanabilir.Sonra,gelişimin her çocuktaki niteliğinden gelişimin yönü ve hızı kestirilebilir.Yapılan gözlemler belli gelişim dönemlerinde ortak eğilim ve davranış kalıplarının bulunduğunu ortaya koymuştur.Kişisel ayrılıklarla birlikte ortak yanların bilinmesi çocuk eğitiminde tutulacak yolu belirler.

Örneğin,3-4 yaş çocuklarına okuma-yazma öğretmeye çalışmak boşuna bir çabadır.Çünkü çocuk belli bir olgunlaşma sürecinden geçmeden belli becerileri kazanamaz.Buna karşılık dört yaş çocuğu sayı sayamaz ,renkleri ayırt edemezken en güç müzik parçalarını öğrenebilir.Erişkinlerin bin bir güçlükle öğrendikleri bir yabancı dili ,o dilin konuşulduğu ortamda,çok kısa sürede kapabilir.şaşılacak ölçüde akıcı ve kıvrak konuşabilir.Sırası gelince ana ve babasına çevirmenlik bile yapabilir.Çocuklar ilk yıllarda beden eğitimi alanında da kolayca beceriler edinirler.Bu örnekler çocukların,gelişimin belli dönemeçlerinde,belli işleri yapmaya ve öğrenmeye çok yatkın olduklarını gösterir.
Konuşma yeteneğinin gelişmesi de beynin belli bir olgunluk düzeyine erişmesine bağlıdır.Beş aylık bir yavruya ne denli uğraşılsa da konuşma öğretilemez.Ancak sekiz aydan sonra bebek duyduklarını kapmaya ve yinelemeye başlar.Artık konuşmaya yatkın duruma gelmiştir.Bu noktadan sonra öğretim etkili olmaya başlar.İlgi,uyarılma ve destekle bu yetenek hızla gelişir.Ancak bu dönemde ilgi ve uyarılmadan yoksun kalan çocukta yetenekler körelir.Belli bir süren sonra daha güç öğrenir.Daha da geç kalınırsa konuşma açığı hiç kapatılamaz.Çocuğun öğrenmeye en yatkın olduğu bu dönemler kaçırılırsa yetenekler gerektiği gibi açılıp serpilemez.Bu ilke yürüme,dışkısını tutabilme gibi başka becerileri içinde geçerlidir.

Çocukların ilginç bir yanı da tomurcuklanan yeni yeteneklerin üzerine düşmeleri ve sürekli işlemeleridir.Yeni yürümeye başlayan bir bebek durmadan yürür.Yeni dillenen bir çocukta yeni becerisinin tadını çıkarırcasına durmadan konuşur.Bu çaba o yetenekle ustalık kazanılıncaya dek sürer gider.

Gelişim dönemlerinin incelenmesi ruh sağlığı bakımından da önemlidir.Dönemlerin ortak ruhsal özelliklerinin bilinmesi ruhsal gelişimin yolunda gidip gitmediğini anlamaya yardımcı olur.Sağlıklı gelişimin yolunda gidip gitmediğini anlamaya yardımcı olur.Sağlıklı gelişimin bilinmesi kişilik geliştirmedeki sapmaların gözlemlenmesini kolaylaştırır.Erişkin ruh hastaları,çocuklukta çekilen doyumsuzlukların,örseleyici yaşantıların ve sapmaların derin izlerini taşırlar.Çocukluk yaşantılarının bilinmesi,kişinin ruhsal uyumsuzluklarının ve sorumluluklarının aydınlatılması bakımından önem taşır.Büyük ruh hekimi S.Freud`un ruh çözüm yöntemiyle ortaya koyduğu gibi çocukluğun örseleyici deneyleri,ruhsal çatışmaları,etkilerini bilinç altında erişkin çağa dek sürdürürler.Kişiliğe yansıyan olumlu olumsuz tüm çocukluk yaşantılarının ortaya çıkartılması ruhsal sağaltım için gereklidir.Çocuk ruh hekimleri de ruhsal gelişimdeki sapmaları erkenden yakalayarak,sürekli uyumsuzluklara dönüşmeden önlemeye çalışırlar.
Ruhsal gelişme düz bir çizgide gitmez,inişler ve çıkışlar gösterir.Ayrıca her çocuğun kendine özgü bir gelişme hızı vardır.Zeki çocuklar genellikle her yönden hızlı gelişirler.Bununla birlikte bir çocuktaki gelişme değişik alanlarda ayrı hızda gerçekleşebilir.Beden gelişimi,ruhsal ve zihinsel gelişim birbirine koşut gitmeyebilir.Zekaca yaşıtlarından çok üstün bir çocuk ruhsal olgunlaşmada daha aşağı bir düzeyde kalabilir.Örneğin,okula gidecek ölçüde bağımsızlık kazanmış olabilir.
Ruhsal gelişim şu doğrultularda olur: Çocuk bağımlılıktan bağımsızlığa ,bencil davranıştan işbirliğine doğru gelişir.Yetenekleri yalından karmaşığa,genelden özele doğru ilerleme gösterir.Davranışları tutarsızlıktan tutarlılığa doğru gelişir.Ölçüsüz duygusal tepkilerden daha dengeli tepkilere doğru adımlar atar.Geliştikçe dürtü ve eğilimlerini dizginleyerek çevre gerçeklerine göre davranmayı öğrenir.Somut düşünmeden soyut ve mantıklı düşünmeye yönelir.Oyundan,öğrenmeye ve yaratıcılığa geçer.Ana,baba ve kardeş ilişkisinden toplumsal ilişkilere geçerek çevresini genişletir.

Gelişim dönemleri birbirinden kesin sınırlarla ayrılmazlar.Çocuğun gelişmesi ipek böceğinin gelişmesi gibi kurtçuk dönemi,kaza dönemi,kelebek dönemi gibi birbirinden kesin çizgilerle ayrılan dönüşümlerle olmaz.Bir önceki dönemin özellikleri,belli bir süre sonraki dönemlerde de sürer.Başka bir deyişle bir dönemde ortaya çıkan özellikler bir sonraki dönemin özelliklerine eklenmekle kalmaz,kazanılan davranışlar yeni niteliklerle yoğrularak kişiliğe sindirilir.Bir dönemdeki olumsuz gelişme yada sapmalar sonraki dönemlerdeki gelişmeyi de bozabilir.Gelişme dönemleri üst üste konan yapı taşları olarak düşünülürse,çarpık olarak yerleştirilen taşların bir süre sonra dengeyi bozup tüm yapıyı yıkabileceği göz önüne getirilebilir.Alttaki yapı taşlarının sağlamlığı ve düzgünlüğü ise tüm yapının dengeli olarak yükselmesini güvence altına alır.


Her canlı kendi türünün gelişim ilkelerine göre büyür,olgunlaşır ve öğrenir.İnsanın da kendi türüne özgü gelişme ilkeleri vardır.
Öğretmen, insanın genel gelişim ilkelerini göz önüne almadan,öğrencinin gelişim özelliklerini tanıyamaz.Eğitim açısından önemli olan gelişim ilkeleri şunlardır:

Kaynak:Çocuk Ruh Sağlığı,Atalay Yörükoğlu

Kalıtımla çevrenin etkileşimi:
İnsanın gelişimi, gizilgüçleri ile çevre güçlerinin etkileşiminin ürünüdür.Kalıtım,insanın gizil gücünü oluşturan yetenek ve özelliklerinin ana babadan insana ulaşmasında aracıdır.Çevre ise,insanın gizil gücünde sakladığı yetenek ve özelliklerinin yeterliklere dönüşeceği ortamdır.Çevre kavramı,insanın gizil gücünü etkileyip geliştirecek her türlü kalıtım dışı etkenleri içerir.

Sistem bütünlüğü:
Döllenmesinden doğumuna ve ölümüne kadar insanın gelişimi bir bütünlük gösterir.İnsan bir sistemdir.İnsanın amacı,yaşamak ve soyunu sürdürmektir.Bunun için insan değerler üretir.
İnsan sistemi,alt sistemlerden oluşur.İskelet,kas,sindirim,boşaltım,solunum,sinir,kan dolaşımı,lenf,üreme,görme,işitme gibi sayılabilecek tüm sistemler insanın alt sistemlerini oluştururlar.Bu alt sistemler birbirine dayalı ve bağlı olarak bir bütün oluştururlar.Alt sistemlerden herhangi birinde oluşacak bir gelişim geriliği,özür yada hastalık öbür alt sistemleri de etkiler.

Alt sistemlerde gelişim hızı:
İnsanın alt sistemlerinin büyüme hızı,her yaşta bir değildir.İnsan sistem olarak bir bütündür,bu bütünlük içinde her alt sistemin kendine özgü bir büyüme hızı vardır.İnsanın alt sistemlerinin gelişmesinin yaşlara göre değişik hızda olması doğaldır;bu büyüme geriliği yada özrü değildir.Ancak insanın bir alt sisteminin yada bir organın hastalanması,sakatlanması,doğal büyümesini engelleyebilir.Bir alt sistemin yada organın büyümesinin engellenmesi,insanın öteki alt sistemlerinin tümünü olumsuz olarak etkiler.

Baştan ayağa büyüme:
İnsanın büyümesi, başından ayağına doğrudur.Döllenmeden sonra en hızlı büyüyen kesim dölütün başıdır.Dölyatağındaki altı aylık bir insan yavrusunun başı ,bedeninin yarısından büyüktür.Doğumunda baş;insanın yaşaması için gereken birçok işlevi yapabilecek durumda iken ayaklar henüz daha işlevini yapabilecek durumda değildir.İnsanın yaşamının ilk yıllarında,beden yapısının ve devinimlerinin,baştan başlayarak yavaş yavaş ayağa doğru gelişmesine baştan ayağa gelişim ilkesi denir.


Genelden özele büyüme:
Döllenmede,ilkin insanın genel görünümü ortaya çıkmaya başlar.Genel görünümden sonra alt sistemler,daha sonrada alt sistemlerin ayrıntısı olan özel yönler gelişmeye başlar.Söz gelimi,doğduğunda çocuğun gözü,eli,ayağı genel görünümüyle vardır.Yaşı ilerledikçe gözün,elin,ayağın özel ayrıntıları da büyümeye ve işlevlerini yerine getirmeye başlar.Göz,daha iyi göremeye;el,bazı becerileri yapmaya;ayak,bedeni taşımaya başlar.İnsanın yaşamının ilk yıllarında,beden yapısının ve devinimlerinin,genelden başlayarak yavaş yavaş özel yönlerine doğru gelişmesine genelden özele gelişim ilkesi denir.

Gelişimde süreklilik:
İnsanın gelişimi,döllenmeden doğumuna,doğumundan da ölümüne kadar,durmaksızın sürer gider.Yaşlılık yıllarında,boy büyümesinin duraksadığı,kimi kez boy uzunluğunun azaldığı görüldüğünde,insanın gelişiminin durduğu sanılır.Oysa insan,hem bedendeki değişmeler,hem de öğrenme yoluyla gelişimini sürdürür.İnsan,canlı kaldığı sürece çevresiyle etkileşerek ve yaşayarak değişir,bir başka deyişle gelişir.

Gelişimde evreler:
İnsanın gelişimi süreklidir,ama bu sürekliliğin hızı her yaşta aynı değildir.Söz gelimi,döllenmeden doğuma kadar ki evrede çocuk çok hızlı bir büyüme süreci içindedir.Çocuğun iki yaşına kadar olan süredeki büyüme hızı,doğumdan önceki evrede az.ama iki yaşından sonraki yaşlardan çok hızlıdır.Böylece insanın gelişimi,durmadan kesilmeden sürekli bir akış içinde,ileriye doğru ama kimi kez hızlı,kimi kez yavaştır.İnsanın gelişiminin bir yavaşlamadan öteki yavaşlamaya kadarki hızlı olduğu yaşların tümüne,bir evre denir.
Her gelişim evresi,öteki evrelerden daha değişik bir hızda gelişir ve insanın değişik yaşlarını kapsar.Bu yüzden her gelişim evresi,kendine özgü gelişim görevi gerektirir.
Her gelişim evresinin gelişim görevlerine göre eğitim yapmak gerektiğinden.gelişim evreleri önemlidir.

Özelliklerin gelişim düzeyi:
İnsanın özellikleri değişik gelişim düzeyinde bulunabilir.Söz gelimi,temel eğitim dördüncü sınıftaki bir öğrencinin ağırlığı,boyu,bilişsel gücü,diş çıkarması,el gücü gibi özellikleri değişik gelişim düzeyinde bulunabilir.Genellikle özelliklerin gelişim düzeyi,yaş birimi ile anlatılır.Bu anlatımla,insanın özelliklerinin düzeyini birbiriyle karşılaştırmak kolaylaşır.
Öğrenciler,özelliklerin gelişim düzeyinde birbirlerinden ayrılık gösterdiklerinden,öğrenim görevlerinde de ayrılık gösterirler.Sözgelimi,birinci sınıftaki bir öğrenci,okuma yaşı yönünden öbür öğrencilerden daha alt yaşlarda ise,bu öğrencinin okuma düzeyi de bu oranlı olarak düşük olur.
Eğitim sisteminde öğrenci takvim yaşına bakılarak okula alınır.Oysa,insanın her alt sisteminin ve özelliklerinin gelişim düzeyi ayrı yaşlarda olabilir.Bunların içinde eğitim açısından en önemlisi,zeka yaşıdır.Ama öğrencilerin sınıflandırılmalarında ve eğitimleri sırasında,ancak takvim yaşı açıkça bilinebilmekte ve kullanılmaktadır.

Bütünden parçaya gelişim:
İlk yaşlarda,kendine yapılan etkiye karşı çocuk,bedeninin bütünüyle birden tepkide bulunur.
Sözgelimi,altı aylık bir çocuğa bir oyuncak uzatıldığında,çocuğun oyuncağa eliyle birlikte bedeninin tümüyle uzandığı görülür.Bisiklete binmeyi öğrenmede,çocuk,ilkin bedeninin tümünü devindirerek bisikleti sürer.Çocuğun becerisi geliştikçe bedeninin bütününü devindirme azalır,yalnız bacak ve kollar devindirilir.
Bütünden parçaya gelişim ilkesi öğrencilerin beceri ve bilgileri öğrenmelerinde önemlidir.Öğrenciler,bir öğrenme konusunun,ilkin bütününü görüp algıladıklarında,parçalarını daha iyi öğrenebilirler.

Gelişimde ilk yaşların önemi:
İnsan,ilk yaşlardaki gelişim hızına,ömrünün başka evrelerinde ulaşamaz.Hızlı gelişim,aynı anda hızlı öğrenme ve hızlı kişilik özellikleri edinmedir.Bu hızlı gelişim evresinde edinilen duygusal özellikler ,insanın ömrü boyunca ,gizli yada açık etkisini sürdürebilir.
Çocuğun alıncı yaşının sonuna kadarki sürede yapılan eğitim,çok özen ister.Bu süre içinde,hem aile eğitiminin hem de okul öncesi eğitimin,birbirine koşut olarak çocuğa olumsuz kişilik özellikleri ve duygusal bozukluklar kazandıramayacak nitelikte olmasının,ruh sağlığı ve kişilik gelişimi yönünden önemi büyüktür.



Gelişimde bireysel ayrılık:
Her insanın kendine özgü bir gelişim biçimi vardır.Başka bir deyişle gelişim bireyseldir.Denemeler,zeka bölümü aynı olan iki öğrencinin bile birbirinden ayrı geliştiğini ortaya koymuştur.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 03/07/08

http://amasyagulu.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz